İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu
RUHSATA AYKIRI BİNA YAPAN VEYA YAPTIRANLAR
Birinci fıkraya göre ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıranlar imar kirliliğine neden olma suçunun faili olacaklardır.
Seçimlik hareketli bir suçtur. Ruhsata tabi yapılması gereken bir binanın hiç ruhsat alınmadan yapılması veya yaptırılması ya da alınmış ruhsata aykırı yapılması veya yaptırılması ile suç oluşur.
Hiç ruhsatı olmayan ya da alınmış ruhsata aykırı olarak yapılmış binaların kullanılması ise suç olarak tanımlanmamıştır.
Ruhsat alınmadan yapılacak taşınmazın kullanım alanını büyüten inşaatlar mesela çatının büyütülmesi gibi yine imar kirliliğine neden olmak suçuna sebep verecektir.
İnşaata başlamadan önce ruhsat alınmış fakat ruhsat süresi içerisinde inşaat bitirilmediği için ruhsat süresi geçmişse artık inşaata devam etmek için yeniden ruhsat alınması gerekecektir. Yeni ruhsat alınmadan inşaata devam edilmesi halinde yine imar kirliliğine neden olma suçu işlenmiş olacaktır.
Yapı tatil tutanağı yani bilinen adıyla mühürleme işleminden sonrada her türlü inşa faaliyeti yine imar kirliliğine neden olma suçunun oluşmasına sebep olacaktır.
Madde metninde geçen ruhsata aykırı bina yapılması veya yaptırılması ilk bakışta binanın tamamlanması gerekir gibi algılansa da Yargıtay, binanın tamamlanması şartı aramamaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun 184/1 maddesi belediye sınırları içerisinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
Birey ruhsatsız yapı inşa edemeyeceği gibi imar planlarına aykırı olarak verilmiş bir ruhsata dayanarak ya da ruhsata aykırı olarak inşai faaliyette bulunamayacaktır.
Binanın mutlaka toprağa bağlantılı bir şekilde inşa edilmesi gerekmez.
Ruhsata bağlı olarak inşa edilmiş yapılar üzerinde yapılacak değişiklikler için de ruhsat alınması gerekmektedir.İmar Kanununa tabi bütün yapılar bakımından yapı ruhsatı alınması zorunludur.Derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir.
Binanın imar planlarına veya ruhsata uygun hale getirilmesi için çeşitli seçenekler söz konusudur. Ruhsata aykırı bina söz konusu ise ruhsata aykırı yerlerin yıkılması ile imar kirliliğine neden olma suçu ortadan kalkacaktır. Hiç ruhsat alınmadan yapılmış binalar için ise ruhsat alınması ile imar kirliliğine neden olma suçu ortadan kalkacaktır.
ŞANTİYELERE ELEKTRİK, SU VE TELEFON BAĞLATILMASI
İkinci fıkrada ise yapı ruhsatı almadan başlatılmış inşaatların şantiyelerine elektrik, su ve telefon bağlatılması suç olarak düzenlenmiştir.
Şantiye binası ruhsata tabi değildir. Şantiye, inşaatın devamı süresince kullanılıp sonrasında yıkılmak üzere yapılan binalardır.
Genel kabul elektrik, su ve telefon bağlamaya yetkili kişilerin bu suçun failleri olacağı yönündedir. Şantiyelere idareden izin almadan komşulardan kaçak elektrik ve su bağlanması konusunda uygulamada fikir birliği bulunmamaktadır. Bu konudaki genel kabul ise elektrik, su ve telefon bağlatılması konusunda yetki sahibi kişilerin ancak imar kirliliğine neden olma suçunun failleri olacağı yönündedir.
Şantiye alanı olmayan bir ruhsatsız inşaata direkt elektrik, su ve telefon bağlanması birinci fıkraya göre suç sayılıp cezalandırılacaktır.
Elektrik, su ve telefonun ruhsatsız binanın inşaatı aşamasında bağlandığını tespit edip buna göre işlem yapmayan kamu görevlisi ise görevi kötüye kullanmak ile suçlanacaktır.
Bu fıkrada bahsedilen durum sadece abonelikler olarak kabul edilmektedir. İnşaat alanında kurumlarca yapılacak alt yapı çalışmaları imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmaz.
YAPI KULLANMA İZNİ ALINMADAN SINAİ FAALİYETE İZİN VERME
Üçüncü fıkra hükmüne göre yapı kullanma izin belgesi alınmadan sınaî faaliyete izin verilmesi imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturacaktır. Bu fıkraya göre imar kirliliğine neden olma suçunun oluşması için izin verilmesi yeterlidir.
Verilmiş izne göre sınaî faaliyetin başlanmış olması aranmaz. Bu yönüyle de ani hareketli bir suçtur.
Diğer fıkralardan farklı olarak yer açısından bir sınırlama da yoktur. İlk iki fıkra için belediye sınırları veya özel imar alanları suç yeri olarak belirtilmişken bu fıkrada benzer bir kısıtlamaya yer verilmemiştir.
Suçlamada temel inceleme noktası yapı kullanma izin belgesinin varlığıdır. Söz gelimi tarımsal sınaî faaliyet için yapı kullanma izin belgesi alınmış ve fakat farklı bir sınai faaliyet yürütülüyor ise durum imar kirliliğine neden olma suçu olarak değerlendirilemez.
Bir maddenin vasıf, şekil, hassa veya terkibini makine, cihaz, tezgâh, alet veya diğer vasıta ve kuvvetlerin yardımı ile veya sadece el emeği ile kısmen veya tamamen değiştirmek veya bu maddeleri işlemek suretiyle devamlı ve seri halinde imal veya istihsal eden yerlerle madenlerin çıkarıldığı işlendiği yerler sanayi işletmesi ve buralarda yapılan işler sanayi işleri sayılır. Ticari faaliyet ise fıkranın kapsamında değildir.
Fail açısından değerlendirildiğinde sınaî faaliyetin icrasına izin verme konumunda kişilerin suçlamanın muhatabı olacağı düşünülmelidir. Zira yapı kullanma izni olmadan sınaî faaliyetin tespiti halinde bu yerin faaliyetine son verilmesi gerekir. Bu tip yerlerin denetimi ve izinleri de Belediye sınırları içerisinde belediyeler, Büyükşehir sınırları içerisinde Büyükşehir Belediyelerinin görev kapsamındadır.
Fıkrada ifade bulan, Yapı Kullanma İzni, yapı tamamlandıktan sonra İmar Kanunu hükümleri çerçevesinde inşa edilmiş yapının kullanılabileceğine ilişkin verilen belgedir.
Bayar Hukuk Bürosu avukatlarından Av. Hüseyin BAYAR tarafından kaleme alınmıştır. Bilgilendirmede kanun metni ve Yargıtay kararları esas alınmıştır.