Şüpheli veya Sanık Tarafından Kanun Yoluna Müracaat
Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabilir.
Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler. Şüphelinin veya sanığın başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen işlemler için de geçerlidir.
Ceza muhakemesi tarafı olarak kabul edilen katılan için ise eşinin kanun yoluna başvurmasına ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu demek oluyor ki katılan adına eşinin kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.
Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir.
Kurum müdürüne başvuru hâlinde başvuru beyanı veya dilekçesi bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder.
Şüpheli veya sanık tarafından kanun yoluna başvuru halinde Zabıt kâtibi veya kurum müdürünün başvuruları alması ile kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır.
Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir.
Kanun yoluna başvurulduktan sonra bundan vazgeçilmesi, mercii tarafından karar verilinceye kadar geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine yapılan başvurudan onun rızası olmaksızın vazgeçilemez.
Müdafiin veya vekilin başvurudan vazgeçebilmesi, vekâletnamede bu hususta özel yetkili kılınmış olması koşuluna bağlıdır.
Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. Buna göre kendisine müdafi atanan şüpheli veya sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi geçerli sayılır.
Bayar Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Hüseyin BAYAR, ceza muhakemesinde kanun yolu evresi olarak düzenlenmiş ve hüküm sonrası ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı kanun yoluna başvuruya ilişkin genel prensipler hakkında kaleme almıştır.