Startup hukuku, yeni kurulan ve hızla büyüme potansiyeline sahip işletmelerin (startuplar) karşılaştığı hukuki sorunları kapsayan bir hukuk dalıdır.
Girişimcilerin ilk adımı, şirket kuruluşudur. Türkiye'de bir startup kurarken dikkate alınması gereken temel hukuki yapılar şunlardır:Anonim Şirket: Büyük yatırımlar çekmeyi hedefleyen startuplar için uygundur. Özellikle halka açılmayı veya yatırımcı çekmeyi planlayan girişimciler için tercih edilir. Anonim şirketlerde asgari sermaye 50.000 TL olarak belirlenmiştir.Limited Şirket: Küçük ölçekli girişimler için daha uygundur. Kuruluşu daha basittir ve asgari sermaye 10.000 TL'dir. Hissedar sayısı 50 ile sınırlıdır ve hissedarların sorumluluğu sermaye taahhüdü ile sınırlıdır.
Girişimcilerin en büyük varlıklarından biri yenilikçi fikirleridir. Bu nedenle, fikri mülkiyet hakları, startup hukukunun önemli bir parçasıdır. Türkiye'de fikri mülkiyet hakları, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile korunur. Bu kapsamda girişimciler, patent, ticari marka, tasarım tescili ve telif hakkı gibi haklarını koruma altına alabilirler.Örnek: Bir teknoloji startup'ı geliştirdiği yazılımın patentini alarak rakiplerinin bu yazılımı kullanmasını engelleyebilir. Aynı şekilde, markasını tescil ettirerek pazardaki diğer şirketlerin aynı ismi kullanmasını önleyebilir.
Bir startup'ın büyümesi için yatırım alması genellikle gereklidir. Türkiye'de yatırım süreçleri, özellikle melek yatırımcılar ve risk sermayesi fonları üzerinden ilerler. Yatırım alırken girişimcilerin, yatırımcılar ile imzalayacakları sözleşmelere dikkat etmeleri kritik öneme sahiptir.Örnek: Bir yatırımcı ile yapılan anlaşmada, girişimci, belirli bir sermaye karşılığında hisse verirken, yatırımcının şirkette karar alma yetkisi olup olmayacağı, çekilme koşulları ve diğer hakla sözleşmede net bir şekilde belirlenmelidir.
Girişimciler için vergisel yükümlülükler de önemli bir husustur. Türkiye'de Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinde bulunan startuplar, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında çeşitli veri avantajlarından yararlanabilirler. Örneğin, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren firmalar, gelir ve kurumlar vergisinden muaf olabilirler.Örnek: Bir startup, Teknokent'te faaliyet gösteriyorsa, burada elde ettiği kazançlar 2028 yılına kadar kurumlar vergisinden muaf olabilir.
Türkiye'de girişimciler, KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlardan hibe ve destek kredileri alabilirler. KOSGEB'in "Girişimcilik Destek Programı" kapsamında yeni kurulan işletmelere geri ödemesiz destek sağlanırken, TÜBİTAK "1512 BİGG" programı ile teknoloji tabanlı girişimlere 200.000 TL'ye kadar destek sunar.Örnek: Bir biyoteknoloji girişimi, TÜBİTAK 112 BİGG programından aldığı hibe ile ürün geliştirme sürecini finanse edebilir.
Türkiye'de girişimcilik ekosistemi, hızla büyüyen ve gelişen bir alandır. Ancak, bu süreçte hukuki düzenlemelere hâkim olmak ve doğru adımlar atmak, girişimcilerin başarılı olmaları için kritik öneme sahiptir. Startup hukuku, girişimcilerin işlerini yasal bir zeminde kurmalarını, büyütmelerini ve sürdürülebilir bir şekilde devam etmelerini sağlayan temel yasal çerçeveyi sunar. Bu makalede ele alınan somut bilgiler ve örnekler, Türkiye'de girişimcilik ekosistemine katkıda bulunacak önemli bilgilerdir.